Yaşama Dair Vakıf (YADA), Verilerle Sivil Toplum Kuruluşları raporunu 11 Ekim 2015 tarihinde yayımladı. Raporun önsözünde şu açıklamalar yer alıyor:

Türkiye’de sivil toplum kuruluşları (STK’lar) son yirmi yıldır hem niceliksel hem de niteliksel olarak daha etkin bir biçimde gündemde yer ediniyor. Öte yandan bu niceliksel ve niteliksel büyüme ve iyileşmelere rağmen kurumsallaşma, kapasite, katılım, demokratiklik, şeffaflık gibi birçok konuda eleştiriler de alıyor. Hem toplum, hem kamu yöneticileri, hem de bizzat STK yöneticileri, STK’lara yönelik ağırlıkla olumsuz bir algıya sahip bulunuyor.

Bu durumun hem nedenlerini, hem de sonuçlarını anlamaya ve anlamlandırmaya yarayacak verilerin çeşitlenmesine, uzun süreli ve izlemelere dayanan araştırmaların yapılmasına ihtiyaç var. Yaşama Dair Vakıf (YADA), 10 yılı aşkın bir süredir STK’lar üzerine bilgi toplama faaliyetlerinde bulunmakta, Avrupa Birliği ya da TÜBİTAK destekli araştırmalar içerisinde yer almakta ve bu araştırmaların sonuçlarının yaygınlaşması katkı sağlamaya çabalamaktadır. Bu yayın, 2010-2014 yılları arasında YADA’nın geçekleştirdiği ya da katkı sağladığı araştırmaların raporlarından faydalanılarak, STK’lar, Kamu kuruluşları, STK’lara fon sağlayan uluslararası kuruluşlar ve şirketler ile STK’lar üzerine çalışma yürüten araştırmacılar için, STK’larla ilgili veri kaynağı oluşturmayı hedeflemiştir.

Dolayısıyla bu yayında,
• Türkiye’de STK’ların mevcut durumuna ilişkin veri ve değerlendirmeler
• STK’ların ana akım medyada temsil biçimleri
• STK’ların halkla ilişkiler ve İletişim deneyimleri
• Kamu kuruluşlarının sivil topluma ilişkin algı ve değerlendirmeleri
• Toplumun STK’lara yaklaşımı
• STK temsilcilerinin sivil toplum dünyası algıları alanlarında kapsamlı, karşılaştırmalı ve niteliksel bulgularla desteklenmiş bir sivil toplum tablosu görmek mümkün olacaktır.

Kitabın ilk cildinde STK’larla ilgili betimleyici bilgilere, ikinci cildinde ise algı ve yaklaşımlara yer verilecek, yerli ve yabancı kaynaklardan derlenen verilerle birlikte Yada araştırmalarının temel bulguları sunulacaktır. Çalışma kapsamında STK denince akla gelen çok farklı hukuki statüdeki kuruluşlar arasından dernek ve vakıflara odaklanılmıştır.

Bu çalışmanın STK’lar, kamu kuruluşları, toplum ve özel sektör unsurları arasında diyalog imkânlarının genişlemesine, önyargılardan azade bir zemin üzerinde ortak iş yapma ve müzakere kültürünün
olgunlaşmasına ve genel olarak Türkiye’de sivil toplumun gelişimi ve güç kazanması sürecine katkıda bulunmasını ümit ediyoruz.