Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, Türkiye’de Suriyeli “seks işçilerinin” sağlık durumları ve sağlık imkanlarına erişimleri ile ilgili raporunu 14 Temmuz 2017 tarihinde İzmir’de bir tanıtım toplantısı düzenleyerek tanıttı. Medyascope.tv’de yer alan Alphan Telek imzalı habere göre Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun da finansal destek sunduğu rapor Kemal Ördek tarafından kaleme alındı. Bugüne kadar basın ve medyada bu konuda birçok haber çıkmasına rağmen, bu rapor Türkiye’deki Suriyeli “seks işçileri” ile ilgili ilk olma özelliğini taşıyor.

Raporun araştırma süreci 2016 yılının ikinci yarısında Türkiye’de dokuz ilde gerçekleştirildi. Araştırmacılar, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da Suriyeli “seks işçileri” ile görüştüler. Bunun dışında ayrıca konu hakkında bilgisi olan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler sağlık hizmetinde çalışanlar ve sivil toplum kuruluşları ile de görüşüldü.

Rapor’un amaç kısmında bu çalışmayla birlikte Suriyeli “seks işçileri”nin yaşadığı sorunların, ihtiyaçlarının belirlenmesi; insan hakları konusundaki deneyimleri ve problemlerinin anlaşılması ve bu alanda çalışan kurum ve kuruluşların bir arada sorunlara çözüm bulmasının amaçlandığı belirtiliyor.

Rapor ilk olarak Suriye’de iç savaşın başlamasıyla beraber Türkiye’de giderek artan Suriyeli varlığına işaret ediyor. 2011 yılında koruma altında olan Suriyeli sayısı sıfır iken 2017 yılında bu sayı 3.028.226’e ulaşmış durumda. Suriyelilerin önemli bir kesimini ise gençler ve çocuklar oluşturuyor.

Rapor ayrıca Suriyelilerin en çok yerleştiği ilk 10 ili de grafikle gösteriyor. 1.7 milyona yakın Suriyeli İstanbul, Şanlıurfa, Hatay ve Gaziantep’te toplanmış görünüyor.

Türkiye’de durum

Rapor’da iç savaş ve benzeri çatışmalardan kaçanlar arasında kadınların, genç kızların ve LGBTİ bireylerin fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik şiddete daha fazla maruz kaldıklarını belirtiyor. Rapor kapsamında, yukarıdaki bahsedilen şehirlerde, Halep, İdlib, Rakka, Lazkiye, Hama, Homs, Deyr-ez-zor, Şam, Kobani ve Haseke’den “seks işçisi” olarak gelmiş ya da Türkiye’de olmuş Suriyelilerle görüşülmüş. Suriyeli “seks işçileri”nin bu seçimlerinin başlıca sebeplerinin hayatta kalmak, ihtiyaçlarını karşılamak olduğu görülüyor. İnsan kaçakçılarının zorlaması ve çocuklarının bakımları da diğer nedenler olarak ortaya çıkıyor.

Görüşme yapılanlardan biri ayda 2500 TL kazandığını ve bakım masrafları hariç kalan parayı çocukları için kullandığını söylüyor. İstanbul’da görüşme yapılanlardan biri ise iş başına 70 TL aldığını ve bunun yarısını müşteri bulduğu cafe sahibine verdiğini belirtiyor. Görüşme yapılanların çoğu çocuk sahibi ve çocuklarına bakmak için bunu yaptıklarını belirtiyorlar. Görüşülen kadınlardan biri “eve ekmek gelmeli, çocuklarıma bakmalıyım, onlara kim bakacak?” diye soruyor.

Raporda ayrıca, Suriyeli “seks işçileri”nin adalet ve sağlık sistemiyle ilgili bilgi sahibi olmadıklarını gösteren bulgular ortaya konuluyor. Müşterileri istemediği için birçoğu prezervatif kullanmıyor. Genel sağlık servisleri konusunda çok az bilgiye sahipler. Çoğu şiddet gördüğü durumda polise gidebileceğini bildiği halde çok azı polise gitmiş durumda. Bunun sebebi, polis ya da yargının onları işlerinden alıkoyacak olması. Rapor ayrıca bu konuda çalışan kamu kurum ve kuruluşlarının da bu kişilerle ilgili bir politikası ya da planı olmadığını belirtiyor. Bu ise durumu daha da zorlaştırıyor.

“seks işçisi” olarak çalışanların kendilerini koruyabilecek adli süreçler ve mekanizmalar ilgili bilgi sahibi olmadıkları vurgulanıyor. Bunun dışında sağlık hizmetlerine ulaşmada, Suriyeli oluşlarından ötürü karşıtlık, “seks işçisi” olduklarından ötürü dışlama yaşadıkları belirtiliyor. Rapor, bu sorunların çözülmesi için kurumlar ve bireyler arası iletişimi esas alan önerilerde bulunarak tamamlanıyor.

Haber Kaynağı: Medyascope.tv