“Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarın boyutları her geçen gün artmakta, çocuklar ve kadınlar cinsel şiddetin giderek daha trajik sonuçları ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Pozantı, Ensar Vakfı, İzmir, Gerger olmak üzere ülkede yaşanan çocuk istismarının üzerini örtmeye yönelik açıklamalar, cinsel istismar ve cinsel saldırıların artmasına yol açarken, kadına ve çocuğa yönelik taciz ve tecavüz AKP’nin cinsiyetçi politikalarından bağımsız değildir.

Kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen suçlar politiktir. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler (CEDAW, CEDAW 19 Numaralı Tavsiye Kararı, İstanbul Sözleşmesi, AİHM kararları) açık bir şekilde, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçlar bakımından gelenek, sosyal, kültürel yapı, ahlaki değerler vs. gibi konulara bakılmaksızın kadınların ve çocuklarına korunması, güçlendirilmesi ve suçların önlenmesi amacını taşıyan bir hukuk ve ceza adaleti sistemi öngörürken, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararda ve yeni yasa önergesinde ifade edilen gerekçelerin, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından kabul edilmesi mümkün değildir.”