Giriş

2016 yılı,  AB üyelik müzakerelerinin başladığı 1999 yılından beri insan hakları ve demokrasi açısından en kötü yıl olarak yaşanmıştır.

2016 yılı, siyasal iktidarın de facto başkanlık modeli ile adeta demokrasiyi askıya alan ve fiili bir otoriter yönetim ile yönetildiği bir yıl oldu. İnsan hakları açısından ise bütün kategorilerde oldukça dramatik kötüleşmelerin yaşandığı gelişmelere tanıklık ettik. Elbette bunun sebepleri var. En önemli sebebi Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorununun çözümünün istenmemesi, bu kapsamda siyasal iktidarın Türkiye’de ve Ortadoğu’da uyguladığı anti-Kürt/anti-Şii politikanın yarattığı savaş ortamı etkili olmuştur. Siyasal iktidarın bu politikayı uygulamak için giderek otoriterleşmesi ve fiili yönetimi dayatması dramatik olayların yaşanmasına sebep olmuş, 15 Temmuz günü gerçekleştirilen darbe girişimi bastırılmış, hemen akabinde karşı darbe süreci başlamıştır. Bu süreçte OHAL ilan edilmesi ve OHAL KHK’ları ile fiili yönetim Anayasal dayanağa kavuşmuştur. Nitekim bu ortamda hazırlanan ve önümüze getirilen Anayasa değişiklik referandumu mevcut fiili durumu Anayasal dayanağa kavuşturmaktan başka bir anlama gelmemektedir.

2016 yılı adeta Türkiye’nin güç ilişkilerine göre yönetildiği, vatandaşın temel hak ve özgürlüklerinin OHAL ilanı da bahane edilerek askıya alındığı ve iktidarın sınırsız güç kullandığı bir yıl olmuştur.

De facto başkanlık modelinin yürütülmesi amacı ile TBMM devre dışı bırakılmış, özellikle TBMM’de 3. büyük grubu bulunan HDP dışlanmış, HDP Eş Genel Başkanları olmak üzere 13 milletvekili tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, HDP çizgisinde siyaset yapan DBP üyesi 84 belediye eş başkanı görevden alınmış, bu belediyelere devlet tarafından el konulmuş, 83 belediye eş başkanı ile HDP il ve ilçe eş başkanlarından 135 kişi tutuklanmış ve siyaset yapan aktivistlere dönük yargı baskısı o kadar büyük bir noktaya getirilmiş ki bu raporu açıkladığımız bu günlerde tutuklu sayısı binlerle ifade edilmektedir. HDP ve DBP üzerindeki ağır yargı baskısı, Kürtlerin legal siyaset ve sistem içinde sorunu çözme isteğini adeta sabote etmektedir…

Kaynak: ihd.org.tr