Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği ve Kaos GL Derneği’nin birlikte yayınladığı, Av. Ezgi Duman’ın hazırladığı ve editörlüğünü Av. Emrah Şahin’in üstlendiği “Ayrımcılık Yasağı Ve Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu Raporu” yayınlandı. Beş bölümden oluşan raporda, uluslararası hukukta ve yerel mevzuatta ayrımcılık yasağı, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı bağlamında ele alınıyor.

Raporda ayrıca ayrımcılığı önleme mekanizmaları uluslararası ve Türkiye örnekleri inceleniyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun tarihsel süreci, oluşumu ve faaliyetlerinin de değerlendirildiği rapor, uluslararası ve yerel örgütlerin değerlendirmeleri ile Sayıştay raporları ile sona eriyor.

İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi bakımından yargı dışı yolların yaygınlaştığını, bu yolların ihlale maruz kalan kişiler bakımından daha ulaşılabilir, çoğu zaman masrafsız ve kişileri uzun süre devam eden yargısal süreçlerden koruduğunu belirten Rapor, bu yolların doğru tarzda şekillenip çalışması durumunda insan haklarının korunması ve gelişimi bakımından ciddi rol oynadığına dikkat çekiyor.

“Rapor, TİHEK’i ayrımcılıkla mücadele bazında ele almak temennisi ile yazıldı”
Rapor, 2006 yılında İnsan Hakları Ortak Platformu ve Uluslararası Azınlık Hakları Komisyonu tarafından gündeme getirilen “Ayrımcılık Mevzuatı ve Eşitlik Kurulu Yasa Tasarısı”nın ardından alanda çalışan, konunun birebir muhatabı olan örgütlerin katılımıyla oluşturulan “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu”nun (TİHEK) bambaşka bir şeye dönüştüğünü ifade ediyor.

TİHEK’in, sivil toplum örgütlerinin görüş ve önerilerini dikkate almadan oluştuğunu ve bu süreçte en çok LGBTİ+ örgütlerinin önerilerine tepkisiz kalındığını belirten Rapor’un hazırlanma gerekçesi şöyle belirtiliyor: TİHEK’i ayrımcılıkla mücadele bazında ele almak amacıyla ve bundan sonraki aşamalarda gerek yasal düzenlemeler, gerek uygulamalar bakımından olumlu gelişmelere katkı sunması temennisiyle yazıldı.

“TİHEK, ayrımcılıkla mücadele düzenlemesi yapılırken ayrımcılık yaptı”
Rapor, 2016’da TİHEK Yasası’nın sivil toplum örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen yürürlüğe girdiğini ancak yürürlük tarihinin ardından da faaliyetlerine başlayamadığını belirtiyor.

Rapor, Yasa’da, belirtilen ayrımcılık biçimlerini belki de en yoğun yaşayan gruplar arasında sayılan LGBTİ’lerin kapsam dışında bırakılması, Yogyakarta İlkeleri, Avrupa Birliği belgeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları dikkate alınmadan hareket edilmesine değiniyor.

TİHEK Yasası’nın ayrımcılıkla mücadele düzenlemesi yapılırken dahi ayrımcılık yaptığına dikkat çeken Rapor, Yasa’nın 3. maddesinde açık uçlu bir düzenleme bile yapılmaksızın, LGBTİ’lerin TİHEK’e ayrımcılık nedeniyle başvurmasının önün tamamen kapatılmak istendiğini hatırlatıyor.

Haber Kaynağı